Fransız yargıç Marcel Sacotte’un modern çağda fahişeliği incelediği 1959 tarihli kitabına dayanan filmde Godard, fuhşu sömürü eleştirisi amacıyla ele alır ve dönemin Paris’inin tüketim kültürünü eleştirir.
Fransız yargıç Marcel Sacotte’un modern çağda fahişeliği incelediği 1959 tarihli kitabına dayanan filmde Godard, fuhşu sömürü eleştirisi amacıyla ele alır ve dönemin Paris’inin tüketim kültürünü eleştirir.
Küçük Asker, peşindeki adamlardan kaçmaya çalışan bir erkek ve yabancı bir kadının üstü açık arabalar ve kiralık odalarda geçen öyküsü ve kimi sahneleri ilk ilk bakışta Serseri Âşıklar’ı andırsa da onca aksiyonuna karşın içe dönük bir filmdir.
Erden Kıral'ın filmi, doğunun yoksulluğunu, devletin zafiyetini gösterdiği gerekçesiyle uzun yıllar yasaklı kalmıştır. Türkiye’de ancak 1987’de gösterime girebilen film, 1983’te Berlin Uluslararası Film Festivali’nde dört ödül kazanır.
Nefret, aynı zamanda, film biçiminde bir mektuptur. Tıpkı Serseri Âşıklar gibi Godard’dan Anna Karina’ya yazılmış, hem onu hem kendini suçlayan, kafası karışık fakat öfke dolu bir mektup. Öte yandan, yapımcılar da Godard’ın öfkesinden payını alır.
Ayna, namus gerekçesiyle işlenen bir cinayete odaklanır. Yunanistan’da çekilen film 1984 Venedik Film Festivali’nde Altın Aslan adaylığının yanı sıra 1985 İstanbul Film Festivali’nden Özel Jüri Ödülü kazanmıştır.
Godard bu filminde Gene Kelly, Cyd Charisse ve Bob Fosse isimlerini vererek andığı Amerikan müzikal komedilerini alıp ters yüz eder. Film Anna Karina’ya da En İyi Kadın Oyuncu ödülü kazandırır.
İstanbul’da yaşayan yirmilerinde dört genç... Üniversite öğrencisi Zeynep, yalnızlık ve gündelik haberlerin getirdiği endişelerle baş etmeye çalışır. Ev arkadaşı Ayşe, kendine bir gelecek göremediği için Türkiye’den gitmenin yollarını arar.
Kahramanlar Şehri’ni, başrolünde Gary Cooper’ın yer aldığı McCarthyism dönemi kara liste alegorisi Kahraman Şerif (1952) filmiyle birlikte düşünmek gerekiyor, çünkü Hawks ve Wayne’in filmi, 1952 yapımı filme cevap niteliği taşıyor.
Robin Hardy’nin çok düşük bir bütçeyle çektiği ilk filmi Gizemli Ada, korku filmi janrının en özgün örneklerinden biri kabul ediliyor.
Jean-Luc Godard, özgün adı, gruptan ayrı bir şey yapmak anlamına gelen “faire bande à part” deyişinden gelen filmini “Alice Harikalar Diyarında ile Franz Kafka’nın karşılaşması” olarak tanımlıyor.
1981’de Avrupa'da En İyi Film seçilmesine karşın Erden Kıral sıkıyönetim nedeniyle ödülü almaya gidememiştir. Dahası, filmin çalınan negatifi ancak otuz yıl sonra İsviçre’de bulunmuştur.