Hayatını Yaşamak
Hayatını Yaşamak
Sinema
Onat Kutlar Sinema Salonu
Hayatını Yaşamak (Vivre sa vie: Film en douze tableaux)
Yönetmen: Jean-Luc Godard
Senaryo: Marcel Sacotte, Jean-Luc Godard
Oyuncular: Anna Karina, Sady Rebbot, André S. Labarthe, Monique Messine, Guylaine Schlumberger
Fransa / 1962 / Siyah Beyaz
Dil: Fransızca / Türkçe Altyazılı
Süre: 85 dk.
22 yaşındaki Nana Kleinfrankenheim aktris olma umuduyla eşi Paul ve küçük oğlunu terk eder. Plak dükkânında çalışmaya başlayan Nana geçinmekte zorlanmaktadır. Üstüne üstlük kirasını ödeyemediği için evinden de atılır. Bir gün kendisini seks işçisi zannederek yanına yaklaşan bir adamın bu yanlış anlamasını düzeltmeyen Nana, arkadaşı Yvette’le karşılaştığı bir gün arkadaşının, kocası onu terk ettikten sonra bu işe başladığını ve Raoul diye biri adına çalıştığını öğrenir. Raoul, Nana’ya bu işin inceliklerini öğretecek ve daha çok kazanması için yol gösterecektir. Peki ya Nana işi bırakmak isterse?
Fransız yargıç Marcel Sacotte’un modern çağda fahişeliği incelediği 1959 tarihli kitabına dayanan filmde Godard, fuhşu sömürü eleştirisi amacıyla ele alır ve dönemin Paris’inin tüketim kültürünü eleştirir. Ele aldığı “tüketim sarmalında kameranın görebildiği herkes ya pezevenk ya fahişe ya müşteridir, ya da olacaktır.”
Brecht’in epik tiyatro yaklaşımını benimseyen ve melodram ile toplumsal analizi bir araya getiren Godard, seyirciyi filme yabancılaştırıp söz konusu sömürüye odaklamak için birden çok yönteme başvurur: On iki tablonun her birinin başında yer alan açıklamalı bölüm başlıkları, sıçramalı kurgu, karakterlerin dördüncü duvarı yıkarak kameraya doğru konuşması, filmin müziğini kesip anlatıcı olarak araya girmesi...
Jean-Luc Godard, kimi eleştirmenlerce “vampir” denecek ölçüde film göndermeleri yapan bir yönetmen olsa da en incelikli dokunuşunu bu filmde yaptığı söylenebilir: Maria Falconetti’nin Jeanne d'Arc’ın Tutkusu (1928, Carl Theodor Dreyer) filmindeki yakın planı ile Nana’nın sinemada onu izlerken yaşlar süzülen yüzü, iki kadının gözleri adeta bütünleşir. Nana, Jeanne’ın acısını duymaktadır çünkü Nana da erkek yargıçların kurban ettiği bir kadındır. Dahası saç modeli de G.W. Pabst’ın 1929 tarihli filmi Pandora’nın Kutusu’nda, Louise Brooks ile özdeşleşmiş saç modelidir. Pandora’nın Kutusu’ndaki Lulu da Nana’yla benzer bir yol izler.
Sinematek/Sinema Evi biletleri, mobilet.com adresinden satın alınabilir.
Öğrenciler, 65 yaş üstü vatandaşlar, gazi ve engelliler; paso/kart/kimlik göstererek, temsilimizden %50 indirimli yararlanabilirler.
Film gösterimleri esnasında telefonların sesinin kapanmasını, cep telefonu kullanılmamasını, fotoğraf çekilmemesini, filmin video kaydının alınmamasını önemle hatırlatırız.
Yerlerimiz numarasız olduğundan filmlere vaktinde gelmeniz rica olunur. Film başladıktan sonra salona seyirci alınmaz.
Filmlerimizde, programda aksi belirtilmedikçe ara yoktur.
Filmlerimiz orijinal dilinde, Türkçe altyazı ile gösterilir. Diğer altyazı seçenekleri mevcut ise programda belirtilir.