Kriz ve Yoksulluk
Kriz ve Yoksulluk
Söyleşi
TESAK Kadıköy Felsefe Günleri
*Etkinlik ZOOM üzerinden çevrimiçi yapılacaktır.
ZOOM Meeting ID: 878 34518211
Program Danışmanı: Kurtul Gülenç
Kriz ve Yoksulluk... Yan yana geldiklerinde genellikle iktisadi bir çağrışıma sahip bu iki sözcük işsizlik, ücretler, enflasyon, gelir dağılımı, bölüşüm gibi kavramlar eşliğinde sosyal bilimcilerin önemli araştırma başlıklarından biri olageldi. Ama artık, buna ister ontolojik ister etik-politik diyelim, meselenin iktisadi çağrışımla yetinmeyen başka türden bir daveti sergilediği söylenebilir. Amartya Sen’in vurguladığı gibi yoksulluk “genel kabul gören bir hayatın gerektirdiği asgari ihtiyaçlar için gerekli gelir düzeyine sahip olmamak”tan çok, insanların “ne yapıp yapamadıkları ve ne olup olamadıklarına” bakılarak anlaşılabilir bir durum. O halde bir durum, hatta bir süreç olarak tarif edilebilecek yoksulluk, kişinin duygularıyla, zihin halleriyle, yoksunluklarıyla, yapabilirlikleriyle yakinen ilişkili bir kavram. Dolayısıyla yüklü bir borcun altına girmeyi taahhüt eden bir kişi sadece şimdisi ve geleceğine ipotek koydurmuş olmuyor, aynı zamanda tercihleri ve yapabilirliklerini de kısıtlamış oluyor. Bu çerçeveden değerlendirdiğimizde yoksulluk tartışmasının aynı zamanda hissiyatlar, özgürlükler ve imkanlar tartışması olduğunu söyleyebilir miyiz? Eğer yanıtımız olumluysa, memleketimizden insan manzaraları bizi karşılar: Kâr duygusunun galip geldiği bir dünyada yoksulun payına ne düşer? Utanç mı? Varsılların payı da korkuyla karışık merhamet midir? Yoksulların gözleri “fakirlik ayıp değil” diyen geniş bir aile midir gerçekten? Yaşar Usta’nın fabrikatör odasındaki haysiyet konuşması lekesizlik ve erdemlilikle özdeşleşmiş yoksul kimliğinin mi tezahürüdür? Yoksa efendilik ve iyilikseverlik yoksulluğun maskeleri midir? Ya karnını doyurabilmek için insanlığını harcayanlar, peki onlar ne olacak? Başını eğmekten çekinmeyen, haysiyet ve namus karın doyurmaz diyenler? Veya varsıllığı karanlık güç olarak algılayıp ama yine de içten içe o türden bir hayatı arzulamaktan vazgeçemeyenler? Bu tavırlarından dolayı ahlaksız ilan edilip yine sorguya mı çekilecekler? Yoksa bu karşılaşma yoksul olmaklığı masumiyetle birlikte düşünebildiğimiz geçmişteki bir imgeye mi bırakılacak, toplumsal dışlanmanın yoksullar için henüz yürürlükte olmadığı, yoksula yabancı bir maddeymiş gibi bakılmadığı zamanlara mı dönmeye çalışacağız?
Kadıköy Belediyesi Tarih Edebiyat Sanat Kütüphanesi’nde düzenlenen “Kriz ve Yoksulluk” temalı felsefe günlerine hepinizi bekliyoruz. Geçtiğimiz yıl kaybettiğimiz Fransız filozof Jean-Luc Nancy’nin ifadesiyle “Duvarın Dibindeyiz! (Au pied du mur)”. Başka bir deyişle: “Bıçak Kemiğe Dayandı!”... Gelin duvarı aşıp aşmayacağımızı birlikte tartışalım.
Program:
21 Mayıs Cumartesi
11.15-11.30 - Açılış Konuşması: Kurtul Gülenç
11.30-13.30 - I. Oturum: Kriz, Kritik, Yoksulluk
Moderatör: Kaan H. Ökten
Konuşmacılar: Güçlü Ateşoğlu, Hakan Çörekçioğlu, Zeynep Savaşçın
13.30-14.00 - Ara
14.00-16.00 - II. Oturum: İktidar, Şiddet, Yoksulluk
Moderatör: Özgür Emrah Gürel
Konuşmacılar: Toros Güneş Esgün, M. Ertan Kardeş, Eylem Yolsal-Murteza
22 Mayıs Pazar
12.00-14.00 - III. Oturum: Küreselleşme, Değerler, Yoksulluk
Moderatör: M. Ertan Kardeş
Konuşmacılar: Evren Balta, Kaan H. Ökten, Mustafa Poyraz, Harun Tepe
14.00-14.30 - Ara
14.30-16.30 - IV. Oturum: Adalet, Sosyal Haklar, Yoksulluk
Moderatör: Zeynep Savaşçın
Konuşmacılar: Nilgün Toker, Özgür Emrah Gürel, Serdar Tekin