Tüm iyi komediler gibi, Acı Tatlı da hem yürekleri ısıtıyor hem de buruyor, üzücü durumları anlatırken umuttan da vazgeçmiyor. Bütün karakterler o kadar şefkatle ele alınmış ki salondan çıktıktan uzun zaman sonra bile bu duyguyu hissediyorsunuz.
Tüm iyi komediler gibi, Acı Tatlı da hem yürekleri ısıtıyor hem de buruyor, üzücü durumları anlatırken umuttan da vazgeçmiyor. Bütün karakterler o kadar şefkatle ele alınmış ki salondan çıktıktan uzun zaman sonra bile bu duyguyu hissediyorsunuz.
Almanya’nın Mölln şehrinde, 23 Kasım 1992’de gerçekleşen ırkçı kundaklama saldırısı Arslan ailesinin hayatında korkunç bir yıkıma yol açtı. Martina Priessner, yeni belgeselinde İbrahim ve kardeşlerinin mücadelesini takip ediyor.
19 Şubat 2020 akşamı ırkçı bir saldırgan Hessen eyaletinin Hanau şehrinde dokuz genci vurarak öldürdü, gerekçesi onları Alman kabul etmemesiydi. Das Deutsche Volk bu saldırının hikâyesini, yaslı aileler ve saldırıdan kurtulanların perspektifinden anlatıyor
Miri Ian Gossing ve Lina Sieckmann, 2012 yılından bu yana sanatçı ve yönetmen olarak beraber çalışan bir ikili. İlk uzun metrajları Sirenlerin Çağrısı da onların tanımıyla “melez” bir film.
1957 yılında geçen Gece Bekçisi'nde, eski bir Nazi subayı olan Max'in gece bekçisi olarak çalıştığı otele, kendi yönetimindeki toplama kampından hayatta kalan tek kişi olan Lucia’nın ziyaretiyle su yüzüne çıkan bastırılmış geçmiş ve arzu konu edinir.
Başrolünde efsanevi aktör Marcello Mastroianni’nin yer aldığı Deri, Amerikan ordusunun İkinci Dünya Savaşı’nda faşizm işgali altındaki Napoli’yi “özgürleştirmesinin” iki yüzlü yapısını gözler önüne serer.
Sağlıksız ve adaletsiz yaşam ve çalışma koşullarını gözler önüne seren film, mesai sonrası çalışmaya zorlanan kadın işçileri, ya da soğuk kış havasında kar ve soğukla mücadele eden insanları gösteren, neredeyse belgesel niteliğinde anlara sahip.
Yönetmenin “filmsel bir şiir” olarak tanımladığı Ayna, Andrey Tarkovski’ye özgü bir otobiyografi.
15. yüzyılın başlarında kıtlıklar, savaşlar arasında zanaatını icra etmeye çalışan bir ikon ressamı olan Rublev’i baskıcı bir rejim ve vahşi bir düzende sanatsal özgürlüğün temsili olarak sunan Tarkovski de baskılara karşı kendi mücadelesini vermekteydi.
Gösterildiği yıl Cannes Film Festivali’nden Jüri Büyük Ödülü ile dönen Solaris, Polonyalı bilim-kurgu yazarı Stanislaw Lem’in aynı adlı romanından uyarlanmıştır.
Yönetmen: Andrey Tarkovski
İnsanın derinliklerine doğru bir yolculuğa dönüşen İz Sürücü, Tarkovski’nin sakin ve şiirsel diliyle çok katmanlı insan varoluşuna dair güçlü bir sorgulama... Filmde her kare bir fotoğraf sanatçısının elinden çıkmışçasına büyüler.
Film, 1880’lerde dönemin ahlâkçılığından ve doğmakta olan faşizm dalgasından özgürleşme arzusu ile birbirlerine tutunan Friedrich Nietzsche, yakın arkadaşı Paul Rée ve psikanalist-yazar Lou Andreas-Salomé arasındaki yoğun üçlü dinamiğe odaklanır.