Istanbul Connection sergisinde Berlin ve İstanbul’dan fotoğrafçıların kareleri yer alıyor. Farklı kültürlerden ve geçmişlerden gelen Berlinli ve İstanbullu fotoğrafçılar, farklı kişiliklere sahip olsalar da ortak bir kaygıyı paylaşıyorlar.
Istanbul Connection sergisinde Berlin ve İstanbul’dan fotoğrafçıların kareleri yer alıyor. Farklı kültürlerden ve geçmişlerden gelen Berlinli ve İstanbullu fotoğrafçılar, farklı kişiliklere sahip olsalar da ortak bir kaygıyı paylaşıyorlar.
Macbeth'in ölümünden sonra başlayan oyun, Macbeth’in hikayesini hiçbir şeye inanmayan ve her şeyle dalga geçen zamanın ötesinden iki çamaşırcı kadının gözünden anlatıyor.
Can Yücel’in William Shakespeare’in unutulmaz komedisi Bir Yaz Gecesi Rüyası’ndan Türkçe söylediği Özlem Özhabeş’in yönettiği Bahar Noktası, döngülerin, kuir ihtimaller ve umutların iç içe geçtiği, heyecan dolu bir deneyim sunuyor.
Eric Coble’ın Shakespeare’in Macbeth’inden hareketle yazdığı “Parlak Fikirler”, Gülderen ve Coşkun Biricik’in sınıf atlama arzularını, hırslarını ve çocuklarının peşinde nasıl parçalandıklarını anlatan ödüllü bir kara komedi.
29 Nisan akşamı Alan Kadıköy’de, dansın müziğe ya da müziğin dansa eşlik ettiği bir konsere değil; tüm farklılıkları ve benzerlikleriyle, birbirleri için bir arada oldukları bir performansa tanıklık edeceksiniz.
Bir kapı çalınır, Anne Marie -bu kadın, Nora’yı da, Nora gidince Nora’nın üç çocuğunu da büyüten kadındır- kapıyı açar, gelen Nora’dır; tam 15 yıldır kendisinden hiç bir haber alınamayan, öldü zannedilen Nora... Ve oyun başlar.
Kalt’ın Podcast’i / İşte Bu Bizim Hikayemiz; Ozan Akyol ve Erman Çağlar'ın kafalarındaki imkânsız senaryoları birbirlerine anlattıkları ve el birliğiyle daha da imkânsız hale getirdikleri görsel ve işitsel bir sunumdur.
Âlem demek; eğlence demek! Eğlence demek; Misket demek! Misket demek? Her şey demek! Ben, sen, biz demek! Ersin ve Deniz demek!
Hayatta olmak müthiş bir şey değil mi? Bilmem. Belki.
2000 yılında Rus yazarlar Presnyakov Kardeşler tarafından yazılan Terörizm oyununun bugünün Türkiye’sinde -ne yazık ki- son derece güncel olduğunu düşünüyoruz.
Salim, Adana’da ailesi ile yaşarken, İstanbul’a amcasının yanına gönderilir. Amcasının kebapçı dükkânında çalışırken, şahit oldukları onu geri dönüşü olmayan bir yola sürükler.
Bir şehir. Ve iki kişi. Birbirleriyle sürekli karşılaşan, geçişen, çarpışan, ama birbirlerini gerçek anlamda hiçbir zaman görmeyen iki kişi. Dünyaya karşı iki kişi. Şehrin içinde hareket ediyorlar. Ezilmemeye çalışıyorlar.